adscode
adscode

Sanat eserleri temize çekilebilir mi

Günümüzün toplumsal ve ahlaki hassasiyetlerine uymayan romanlar filmler tekrar elden geçirilmeli mi Artık bize ırkçı ya da cinsiyetçi gelen bölümler kavramlar çıkarılabilir ya da değiştirilebilir mi

Milliyet Sanat, haziran sayısında ilginç bir tartışmayı taşımış sayfalarına: Hassasiyet editörleri.
Konu şu: Agatha Christie, Ian Fleming gibi dünyaca ünlü yazarların günümüze uygun olmayan ifadelerinin eserlerinden ayıklanması doğru mudur, sansür müdür?
Mesela Agatha Christie’nin yayıncısı Harper Collins, yazarın 1920-76 arasında yazdığı romanlarındaki “uygunsuz” ifadeleri çıkarıyor.
Ha keza, Ian Fleming’in eserlerine “Bu kitap modern okuyucuların rahatsız edici bulabileceği terim ve yaklaşımların yaygın olduğu bir dönemde yazılmıştır” notu düşülüyor.
Nedir bu rahatsız olabileceğimiz terimler? Çoğunlukla etnik, dini ya da cinsiyet ayrımcılığı içeren ifadeler.
Mesela günümüzde artık “zenci” demiyoruz.
Aynı şekilde “iş adamı” değil, “iş insanı” diyoruz. Çünkü kadınlar da pekâlâ girişimci olabilir. Şimdi ne yapacağız? 50 sene önce yazılmış romandan “iş adamı” lafını çıkarıp o kısmı “iş insanı” mı yapacağız?
Görüşüne başvurulanlardan yayıncı Deniz Yüce Başarır, bunun en hafif deyimle saygısızlık, en korkutucu tabiriyle de sansür olduğunu savunmuş:
“Hiçbir yazarın hiçbir eserine onun izni olmadan müdahale edilemez.” Mesele sadece edebiyatla sınırlı kalsa iyi. Şarkılar, türküler, filmler ne olacak?
Öyle ya, yazar Ian Fleming, aslında bir roman karakteri olarak yarattı James Bond’u ama sonra filmi de çekildi.
Mesela şu anda dijital platformlardan biri, gelmiş geçmiş bütün James Bond filmlerini yayınlıyor. Serinin ilk filmi “Dr. NO”dan son film “Ölmek İçin Zaman Yok”a kadar 27 yapımı da izleyebiliyorsunuz.
Daniel Craig’in oynadığı 2021 model James Bond’da sıkıntı yok ama Sean Connery’nin oynadığı 1962 model James Bond’a bugünün bakış açısıyla tahammül etmek zor.
Connery’nin canlandırdığı Bond’un kadınlara yaklaşımını, onlar hakkında yaptığı cinsiyetçi esprileri günümüzün senaristleri akıllarından bile geçiremez.
Ne olacak yani?
Dönüp o sahneleri baştan mı çekeceğiz şimdi?
Hayat, kurallar ve hassasiyetler hızla değişiyor, dün gözümüze/kulağımıza normal gelen bir şeyi bugün şiddetle yadırgayabiliyoruz.
Kim bilir bundan 60 sene sonra, okuduğunuz bu kısa yazıda bile şu anda bize normal gelen ne tuhaflıklar bulacak gelecek kuşaklar.

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder