adscode
adscode

Zorla kaşınıyorlar 18 yıl yerine müebbet alacak

Zorla kaşınıyorlar 18 yıl yerine müebbet alacak

Anayasa Mahkemesi Anayasa’yı paspasa çevirerek, Gezi isyancılarının organizatörünün lehine karar vermiş..

Birazcık alttan alıp, “Evet, skandal bir karar verildi. Tarihde ilk defa, Anayasa Mahkemesi, bir Anayasa maddesini beğenmedi ve o madde yürürlükte iken, Yargıtay onaması ile kesinleşen bir mahkumiyet kararını iptal etmeye kalktı.. Bu skandal karar, bu skandallığa cesaret ediş, aslında bizim canımızın ne kadar acıdığını da gösteriyor. Ne kadar köşeye sıkıştığımızı da gösteriyor.. Siz, bize bir şans tanısanız da.. AYM ile Yargıtay arasında bir arabuluculuk yapıp, konuyu büyütmesek” deseler ve Gezi isyanında yaptıkları rezillikler için özür dileseler..

“Kavgayı büyütmeyelim” diyeceğim..

Ama, inadına inadına, “Biz haklıyız” diyorlar.

Anayasa Mahkemesi tarihde ilk defa böyle bir skandal karar verdiği halde, onlar “Yargıtay tarihde ilk defa böyle bir karar verdi” diyorlar..

“Bu bir darbedir” diyorlar..

Halkı “direnişe davet ediyor”lar..

 

Sanki, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin kararına uyup, “Can Atalay’ın dokunulmazlığı varmış, biz yanlışlıkla adamı yargılamışız. Meğerse Anayasa’nın 14. maddesi, süs olsun diye oraya konulmuş. Zaten koyanlar darbeciler.. Ama o darbecilerin yaptıkları Anayasa’ya bizim Anayasa Mahkemesi, kimi zaman kutsallık tanır. Kimi zaman da böyle görmezden gelir. Ne yapalım, bunlarla aşık atacak halimiz yok.. Gereksiz kavga çıkarmayalım” dese..

Can Atalay olayı sanki bitecek..

Haksızsınız beyler..

Yanlışsınız beyler..

 

Gerçeği kabul etmediğiniz müddetçe, sahtekarlık yaparak, bu işi sonlandıramazsınız, beyler..

Varsayalım, Yargıtay istediğiniz kararı verdi..

Can Atalay tahliye oldu.

Eğer ertesi günü, yurtdışına kaçmazsa..

TBMM’ye gelip yemin ederse..

Ertesi günü (Kısalıktan kinaye.. Belli bir prosedürü var. Bir günde olmaz. Ama aylarca da sürmez), TBMM dokunulmazlığın kaldırılması oylamasını yapar.. Atalay’ın dokunulmazlığı kaldırılır, ardından dosyanın zaten geçmişi olduğu için, kısa sürede yargılaması biter.. Aynı ceza verilir.. 

 

Hatta bu sefer ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.. 

Çünkü Yargıtay 3. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermesi gerekirken, yanlış yorumla 18 yıl hapis cezası verdiğini hükme bağladı..

Ancak soldan çarklılarda böyle bir adalet duygusu olmasa da.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, adalet gereği, kanundaki sanık lehine düzenlemeler gereği, yerel mahkemenin kararının bozulması için savcı itiraz etmediği için..

Müdahiller itiraz etmedikleri için..

18 yıllık ceza, sanık lehine olduğundan, Can Atalay ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını hakkettiği halde, bu cezayı vermiyorum, veremiyorum, demişti..

Ve böylece, Can Atalay, 18 yılla kurtulmuş iken, akılsız dostları yüzünden, AYM kararı hayata geçirildiğinde, bu sefer ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olur..

Olmaz mı sanıyorsunuz..

Bal gibi de olur.

Olacak da..

Olayı “Bu bir darbedir. Halkımızı direnişe çağırıyoruz” noktasına taşıyan muhalefetin ve kemalistlerin kaşıntılı durumu, olayı maalesef bu noktaya doğru götürüyor..

Cumhur İttifakı’nın milletvekili sayısı, dokunulmazlığın kaldırılması için yeterli..

Can Atalay, yemin ederek milletvekili sıfatını kazanır ama..

Dokunulmazlık kaldırılınca, tutuklu yargılanma ihtimali bile var.

Yani şimdi çıkarılan kavganın, Can Atalay taraftarlarına kazandıracağı süre, bir aylık zaman dilimini aşmaz..

Bir ay kadar serbest dolaşır..

Dokunulmazlığı kaldırılınca, tekrar cezaevine de girer, yargılaması da yapılır.. 

O zaman nedir bu kabadayılık?

Nedir bu tantana..

Öyle bir hava estiriyorlar ki..

Sanki Anayasa Mahkemesi, “Can Atalay masumdur. Suçsuzdur. Haksız yere mahkum edilmiştir” şeklinde bir karar vermiş gibi, bir afra, bir tafra sergiliyorlar ki.

Sormayın, gitsin....

“Can Atalay masumdur” diye bir karar verilmedi beyler..

Yok böyle bir karar..

Anayasa Mahkemesi’nin söylediği söyleyeceği, “Dokunulmazlığı vardı.. Siz, ‘dokunulmazlığı yok, Anayasa’da istisnai hüküm var. Dolayısıyla yargılaması durmaz’ diyorsunuz ama. Anayasa’daki o istisna maddesi (14. madde), muğlak bir madde olduğu için, ben o maddeyi beğenmedim. O maddeyi iptal edemiyorum ama. Anayasa’da süs vazosu gibi duruyor muamelesi yapıyorum.. Ben onu görmezden geliyorum.. Atalay’ın dokunulmazlığı var diye kabul ediyorum.. Dokunulmazlığı olan birisinin yargılanması olmaz. Bu açıdan ben Atalay hakkında verilen mahkumiyet kararının, usuli açıdan yanlış olduğuna karar veriyorum” diyor..

Dolayısı ile..

Bugün yapılan tartışmanın, Can Atalay lehine bir sonuç doğurmasından ziyade.

Can Atalay’ın ömür boyu hapiste kalması sonucunu doğurması bile mümkün..

Halbuki aldığınız ceza 18 yıl. Yatarı 13-14 yıl. Bir yıl zaten yatmışsınız.. Şunun şurasında, 10-11 yıl yatıp çıkacaktınız..

Şimdi 30 yıl yatacaksınız..

Eminim o zaman da..

Aynı kafalar, “Önceki yargılamada 18 yıl hapis yemişti. Şimdi ömür boyu verdiniz. Bari eski cezayı verin” diye kavga çıkaracaklar..

İyi de beyler..

Anayasa Mahkemesi şu an, “sanık lehine” uygulanacak cezayı da, yargılamanın tamamını da çöpe attıracak kararı verdi..

Bu dakikadan sonra, madem 18 yıl ceza verilen yargılama bile başından yanlıştı..

O zaman hazır olun, “Geliyor, gelmekte olan”!

“Geliyor, Kılıçdaroğlu!.

Pardon ya..

“Geliyor, ömür boyu hapis cezası” diyecektim..

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder