adscode
adscode

Yeter artık yeter çocuklar tutuklanmasın

Yeter artık yeter çocuklar tutuklanmasın

Başlığı tırnak içine aldım..

Benim sözüm değil..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik, en ağır ve en açık şekilde küfürler eden 18 yaş altı çocuklar gerekçe gösterilerek, küfür edildiği de belirtilmeden, “Çocuklar tutuklanmasın” sloganı ile yapılan algı operasyonlarında kullanılan haykırışlardan birisi bu..

Sanki birileri çocukların tutuklanmasından zevk alıyor.. Pusuya yatıp, kafalarına göre çocukları tutuklatıyorlar..

Böyle bir izlenim veriyorlar..

Gerçekte ise yok böyle bir şey..

 

Çocukları tahrik eden, sandıkta yenemedikleri Tayyip Erdoğan’ın itibarını sarsmak için çocukları kullanan bir çete var..

Henüz o çete dağıtılabilinmiş değil..

Bu çetenin medya ayağı var, siyaset ayağı var, sivil toplum kuruluşu ayağı var, hatta kamu yararına çalışan meslek kuruluşu ayağı var.

Onlar tahrik ediyorlar.. Çocukları öne çıkartıyorlar.. “Size bir şey olmaz” diyorlar.

 

Sandıktan çıkan Cumhurbaşkanı’na küfür ettiriyorlar..

Soruşturma açılınca, “Türkiye’de binlerce çocuk, düşünce suçlusu” diyerek manşet atıp, ana haber bültenlerinin birinci konusu olarak gündem oluşturuyorlar..

Tutuklama gerçekten oldu mu?

Olmuştur. Ama sayısı, topu topu ya 2’dir, ya da 3.. Ancak bu kadardır..

Ancak öyle bir hava estiriyorlar ki. Sanırsınız ki, yüzlerce tutuklu çocuk var..

Şimdi gelelim, madalyonun yüzünü çevirmeye.

 

Onlar, çocukları tahrik edip, mevcut Cumhurbaşkanına küfür ettirip, sonrasında da küfür eden yani suç işleyen çocukları savunurlarken..

O küfür eden çocuklar aleyhine devletin savcılarının yürüttüğü soruşturma dışında, kimse “O çocuk tutuklansın, hesap versin. Cezaevine bir konulsun, bir daha çıkamasın” şeklinde haber yapılmazken..

Bakın onlar, ne yapıyorlar?

Voleybol milli takımının lezbiyen oyuncusu Ebrar Karakurt’un, “Boş yapma Abdülhamid” paylaşımından etkilenmiş olmalı.. 16 yaşında bir çocuk..

Bana sorarsanız, yapmaması gerekirdi.. Bana sorsa, “Hayır böyle bir şey yapman doğru değil. Gerek de yok. Faydası da yok. Yanlış olur” derdim..

Ama kime sormuş ise, bilmiyorum.. İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde Atatürk Anıtı’nın yanındaki duvara, “Boş yapma” diye bir ifade, yanına da “Atatürk” yazmış.

Atatürk’e mi “boş yapma” diyor.

Yoksa.. “Boş yapma” diyenin, Atatürk olduğunu mu ima etmeye çalışıyor, tam anlaşılmıyor..

Ama dediği diyeceği bu..

Ortada küfür yok. Hatta tahkir olarak nitelendirilecek net bir ifade de yok..

Basit anlamda, “gereksiz” bir tartışma oluşturacak fiil var..

Vaaay.. Sen misin, Atatürk heykeline 2 metre mesafedeki duvara, “Boş yapma” diye yazan..

Tayyip Erdoğan’a sinkaflı küfür edenlerin tutuklanmasını, “çocuklar cezaevlerine dolduruluyor” diye manşet üstüne manşet atanlar..

Şimdi bakın ne diyorlar: “Atatürk rölyefine boya atıldı, heykel kaidesine hakaret içerikli yazılar yazıldı. Saldırgan yakalandı, çirkin saldırı üzerine Kemalpaşa halkı ayağa kalktı. Saldırgan yapılan işlemlerin ardından tutuklandı.”

Bakıyorum, tarıyorum, “hakaret içerikli yazı” nedir, bulamıyorum..

Saldırgan olarak nitelendirilen kişinin, aslında bir çocuk olduğunu ise, haberde hiç göremiyorum..

“Vandalist saldırı” diye nitelendirilen tanımlamayı, aynı medya organının, Tayyip Erdoğan’a yapılan hakaretlerde kullanılıp kullanılmadığını araştırıyorum.. Şimdiye kadar Erdoğan’a yönelik küfürlerde/hakaretlerde bu ifadenin hiç kullanılmadığını görüyorum..

Tam aksine, “Düşüncesini açıkladığı için” diyerek, bir de edilen küfürlerin, “düşünce olduğu” izlenimi verilerek, aslında işlenen suç da normal gibi gösterilmeye çalışılmış..

Devam edelim, son olayda, bir bardak suda koparılan fırtınaya bakalım: “Olay, İzmir’in kurtuluşunun 101. yıldönümünün kutlandığı 9 Eylül Cumartesi gününü 10 Eylül Pazar gününe bağlayan geceyarısı oldu. Törenlerin gerçekleştirildiği kent merkezindeki meydanda bulunan Atatürk Anıtı’na kırmızı boya atıldı. Heykelin altında, Atatürk ve Kuvayı Milliyecilerin yer aldığı rölyef hedef alındı. Kırmızı boya Atatürk’ün yüzüne sürüldü.”

En başta “Fiil hoş değil, doğru değil” dedik..

Ama, 16 yaşındaki çocuğun “Boş yapma” sözünden dolayı tutuklanmasını dahi yeterli görmeyip, bütün siyasi parti il yöneticilerini, heykelin önüne gelip, biat tazelemeye zorlayanları da samimiyete davet ediyorum..

Dürüst olsunlar.. Küfür içerikli paylaşımlarda da, aynı tavrı göstersinler..

Hatta, toplumu birbirine karşı düşmanlığa tahrik eden, Cumhuriyet gazetesindeki Erdal Atabek gibi tiplere karşı, toplumu bilinçlendirsinler..

Ne diyor dünkü yazısında Erdal Atabek, birlikte okuyalım:

“Atam kendi partisine bakıyor. Dinci siyasetin kadınları çarşafa sokmaya çalışan çabalarına karşı çıkmaya cesaret edemeyen CHP yöneticilerini görüyor.

Atam kurduğu partisini tanıyamıyor.

Kurduğu devrimci partinin, dinci iktidara karşı ürkek, çekingen, partisi içinde despot başkanının yönetiminde nasıl sağa çekildiğini görüyor.

YENİDEN KURTULUŞ SAVAŞI

Atam olan biteni görüyor ve kararını veriyor. Yeniden ‘Kurtuluş Savaşı’ vermek zorundayız.”

Adam kafayı yemiş deseniz, haksız olmazsınız.

Hemen her gün, metroda/otobüste/sokakta başörtüsü sebebi ile horlanan, hakarete uğrayan kadınları görmezden gelen Atabek, kadınlara çarşaf giydirmek isteyenler olduğunu öne sürüp, hayali bir düşman icat ediyor ve ardından da “Kurtuluş savaşı” başlatmayı öneriyor..

Yani olaylar, 16 yaşındaki çocukların tutuklanması ile sınırlı kalmayacağı, toplumun büyük çoğunluğuna karşı da “savaş” başlatılacağı tehdidini yapıyor.

Atlamış olmayalım.

Erdal bey, birisi uyarmış olmalı ki, yazısının sonunda da, “Bu savaş, silahla süngüyle topla tüfekle olmayacaktır. Bu savaş, bilimle, sanatla, laik eğitimle uygarlığın tarihsel yolunda yaşanacaktır. Bu savaş, adalete hizmet eden hukukla yapılacaktır” ifadeleri ile, sözlerini tevil etmeye çalışıyor..

Oysa, “savaş” kelimesini hiç kullanmadan, “mücadele” dersin.

Kimseyi kimse ile tartıştırmazsın, olur biter..

Ama bunlar öyle tilkiler ki..

“Toplumu karpuz gibi yarıdan ikiye bölüyorlar” diyerek bizleri suçlarlar.

Ama sonra, bize karşı “Savaş başlatma” çağrısı yaparlar..

Suçtan yırtmak için de, “topla tüfek ile değil” diye şerhi düşerler..

Bize de görev olarak, bu hokkabazları deşifre etmek düşer..

“Boş yapma” demenin bile, 16 yaşındaki çocuğu cezaevine koyma gerekçesi yapılan ülkemizde..

Sinkaflı küfür edenlerin, cezaevine niye konulduğu soruluyor..

Doğru ya, Kemalistlere küfür etmek serbest. Bize ise, eleştiri bile yasak!

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder