adscode
adscode

Tutuklanan psikaytr ve Gümüşel Hocanın başına gelenler

Tutuklanan psikaytr ve Gümüşel Hocanın başına gelenler

İstanbul Sözleşmesi, hatta ondan da birkaç yıl öncesinden itibaren..

Türk toplumunda çok çok istisnai karşılaşacağımız..

Aile içinde, evlilik haram olan bireyler arasında ilişki, taciz iddiaları yaygın şekilde dillendirildi.

Sonrasında, şurada küçük yaşta çocuğa tecavüz, burada dindar birisinin talebesine tacizi gibi, dinimizde asla hoş görülmeyen, dünyada da ahirette de çok büyük cezaya muhatap olunmasını gerektiren suçların yaygınlaştığı yönünde olaylar anlatılmaya başlandı..

“Bu olaylar hiç yoktur, sayısı sıfırdır” demiyorum..

Ama küçük bir camiye gelen 6-7 yaşındaki kız çocuğuna, diğer öğrenciler de var iken, tacizde bulunulduğuna dair nice iftiralarla ilgili dosyaları, satır satır okudum..

İnanmadım. İnanamadım..

 

Her birisinde, suçlanan kişi ile, suçlayan kişi arasında bir takışma, bir ihtilaf.

Sonrasında bu yönde bir isnat..

Son örneğini de, Yusuf Ziya Gümüşel hocanın kızının, küçük yaşta (küçük yaş deyip geçmeyelim.. İddia, 6 yaşında iken evlendirildiği yönünde) evlendirildiği öne sürüldü..

Babam bu evliliğe onay vermiş, anne onay vermiş... Hatta damat konumundaki kişi de Kuran kursu hocası olması hasebi ile hedef tahtasında idi..

 

Toplumun dışında, korunaklı kalelerde yaşamıyoruz. Günümüzün tamamı, insanların içinde geçiyor.. Hani dini bilgisi olmayan ailelerde, şu yanlış-bu yanlış olur da.. Çok istisnai de olsa, bazı tasvip etmediğimiz fiiller işlenir de..

“Dindar bir ailede, 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesi mümkün değildir, bu insanların içindeyiz. Duymadık, muhabbetinden haberdar olmadık, görmedik” dedik, itiraz ettik..

Böyle bir olayın yaşanma ihtimali sıfır” dedik.

Olay ile ilgili olarak, 6 yaşında evlendirildiğini iddia ederek ortaya çıkan ve bunu söylediğinde 22 yaşındaki kızın görüştüğü bazı şaibeli isimlerin soruşturulması gerektiğini hatırlattık.

Bir savcının kızı ile iftira atan kızın dostluğunun arkasında neler olduğunun araştırılması gerektiğini hatırlattık. Bir radyocunun, “6 yaşında evlendirildim” diyen kıza 21 yaşında iken, “Altınlarını da al kaç” muhabbetinin, mutlaka araştırılması, tarafların soruşturulması gerektiğini ısrarla belirttik..

Ve şimdi geldik..

 

Yusuf Ziya Gümüşel hocaya iftira atanların da kabul ettikleri, 20 kadar benzer şaibeli olayın, bir profesör tarafından, tıbbi imkanlar kullanılarak organize edildiği, bilinmeyen daha başka onlarca olayın da yaşanmış olabileceği kamuoyuna açıklandı, profesör tutuklandı..

Son olayı biraz daha ayrıntılandıralım..

Olayın merkezindeki isim, İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu..

Çocuk hastalarına uyuşturucu ilaç verip manipüle ederek ailelerini cinsel istismarla suçlattığı iddiasıyla tutuklanmış..

Savcılığın ciddi bularak hakime sevkettiği, mahkemenin de delillerin yeterli olduğu kanaatine vararak tutukladığı Prof. Dr. Salih Zoroğlu, Bakırköy’deki özel kliniğine getirilen onlarca çocuğa disosiyatif (Çoklu Kişilik Bozukluğu) teşhisi koymuş..

Hemen belirtelim..

Yusuf Ziya Gümüşel hocanın kızı da, 6 aylık hamile iken düşük yapmış, kocası ve ailesi tarafından psikolojik destek verilmek istenmiş.. Ama o, bazı kişilerin tavsiyesi ile, yönlendirildiği bir psikaytra gitmişti..

Psikaytra gittikten sonra da “Beni 6 yaşında evlendirdiler. İşte bu da fotoğrafı” gibi, uçuk iddiaları gündeme getirmeye başlamıştı.. (Düğün fotoğrafı diye gösterdiği ise, halen bekar olan diğer iki kız kardeşinin de, hafızlık merasiminde giydiği beyaz elbiseden ibaret.)

Tekrar dönelim, Profesör Salih Zoroğlu olayına..

Tespitlere göre, ameliyat öncesinde, sadece ve sadece hastane ortamında verilebilinen, anestezi amaçlı ketamin isimli ilaç, profesör psikaytrımız tarafından, hayvanlarda kullanılan oranda çocuklara verilmiş..

Bu yüksek dozda verilen ilaçlarla, çocuklar, onlarca kişilikleri olduğuna inandırılmış, devamında daha vahimi, aile bireylerinin cinsel istismarına maruz kaldıkları ve bu istismarı bilinçaltına gömdüklerine inandırılmış..

Hatta..

Profesör Zoroğlu’nun, etkisine giren bazı çocukları, annelerini, babalarını zehirleyip öldürmeye ikna etmeye çalıştığı dahi öne sürülüyor..

Tüm bunlar mümkün mü?

Bir profesör tutuklandığına göre, mutlaka bilimsel görüş alınmıştır..

Bunların mümkün olup olmayacağı araştırılmıştır..

Yusuf Ziya Gümüşel hocanın kızının, bir stres döneminden sonra müracaat ettiği psikaytr görüşmeleri sonrasında, tıpkı Salih Zoroğlu’na isnat edilen suçlamadaki gibi, garip iddialarla gündeme geldiğini, ailede hiç kimsenin bu iddiaları kabul etmediğini, hatta aynı evde yaşayan ikisi kız üç kardeşin de, iddialarının kesinlikle yalan olduğunu açıkça beyan ettiklerini gördük, iftiraların etraflıca incelenmesi çağrısında bulunduk.

Önce “Ali bey sen de çok safsın” ile başladılar.

“Sen neyin kafasını yaşıyorsun” ile devam ettiler..

Sonunda, bir hocaya, onun dört çocuk annesi eşine, damatları konumundaki bir hocaya, ahlaksızca iftiralarını alçakca söylemlerle sürdürdüler, olayın arka planının araştırılması gerektiğini söyleyen bizleri dahi, tecavüzcülükle suçladılar..

Biz tekrar Psikiyatr Zoroğlu’na dönelim..

Tutuklanmaya sebep olan tespitlerin baş halkasındaki olayda, 15 yaşındaki bir kız çocuğu, düşük yapan Yusuf Ziya Gümüşel hocanın kızının yaşadığının çok daha azı bir stres yaşar.. Derslerindeki başarının düşmesi ve içine kapanması nedeniyle, annesi kızını Zoroğlu’nun kliniğine götürür.

Teşhis, yüzlerce benzer olayda laik-seküler psikiyatrların, kolaycacık koydukları, ‘Çoklu Kişilik Bozukluğu’ idi.

Sebep de, 15 yaşındaki kızın, küçük yaşta iken öz babasının cinsel istismarına maruz kalması idi..

Psikaytra götürülen küçük kız, bu teşhis ve kullandığı ilaçlar sonrasında daha da kötüleşir..

Özetleyerek geçelim..

Ailenin şüphesi üzerine, kızlarına anestezide kullanılan ketamin isimli ilacın enjekte edildiği öğreniliyor.. Ve iş anlaşılıyor..

Bu sefer profesör, anneyi de, öz çocuğuna istismarda bulunmakla suçluyor..

Verilen yüksek dozlu ilaçla, çocuk bu yönlendirmeye inandırılıp, savcılığa bile gidiyor.

Tıpkı Yusuf Ziya Gümüşel hocayı, kendi öz kızının iftira ederek savcılığa vermesi gibi..

Ama bu sefer, küçük küçük ayrıntılardan şüphelenen savcı, başka hastalarla da görüşerek, olayın arka planını öğrenmeye çalışan aile, sonunda kumpası ortaya çıkarıyorlar.

Benim şimdi beklentim, Yusuf Ziya Gümüşel hocanın kızının, iftira öncesinde görüştüğü kişiler, gittiği psikiyatr, dostluk kurduğu ve bu kadar ciddi bir suçlama içeren dosyada ismi bile belirtilmeyen ve “bir savcının kızı” diye tanımlanan kişi, “altınları al, kaç” diyen radyocunun ifadelerine başvurulması..

Ve gerçeğin ortaya çıkarılması..

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder