adscode
adscode
adscode

Tehlikeye dikkat 23 milyon ton süt üretiminin yarıya yakını kayıt dışı

Et ürünlerine at ve eşek eti ekleniyor baharat ürünlerinde yasaklı gıda boyası kullanılıyor bala şeker şurubu ilave ediliyor çaya boyar madde katılıyor

Tehlikeye dikkat 23 milyon ton süt üretiminin yarıya yakını kayıt dışı

Güvenle tüketme hakkımız olan gıdalar üzerinde oynanan akıl almaz oyunlar hepimizin sağlığını tehlikeye atıyor. Üstelik bunlar sofralarımızdan eksik etmediğimiz ürünler. Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner, Türkiye’de gıda güvenliği açısından hile yapmaya en müsait gıdaların, değeri yüksek ve hilelerin analizle tespitinin zor olduğu gıdalar olduğunu söylüyor. Bal, sızma zeytinyağı, et - et ürünleri, baharat, süt ve süt ürünleri bu konuda önde gelen ürünler olarak sıralanıyor. Saner, “Tarım ve Orman Bakanlığı, belirli aralıklarla tüketicileri bilgilendirmek amaçlı taklit ve tağşiş yapılan ürünleri tüketicilere sunuyor” diyor.


2022 yılında bakanlık tarafından yayınlanan liste incelendiğinde gıda türlerine ilişkin bazı hile örnekleri aşağıda yer alıyor:

*Baharat ürünlerinde yasaklı gıda boyası kullanımı

*Peynire nişasta eklenmesi

*Bazı sucuklara sakatat ve kanatlı et eklenmesi

*Zeytinyağına başka cins yağların eklenmesi (tohum yağları vb.)

*Tereyağına margarin eklenmesi

*Kırmızı et ve et ürünlerine, at ve eşek eti eklenmesi

*Bala şeker şurubu eklenmesi

*Bazı cinsel güç verici içeceklere, ilaç etken maddesi olan Sildenafil (viagra etken maddesi) eklenmesi

*Taklit alkollü içeceklere metil alkol eklenmesi

Dikkat! Bu örneklerin bazıları sadece tüketicinin maddi olarak aldatılmasına neden olurken, yasaklı gıda maddeleri, sildenafil, metil alkol gibi maddelerin eklenmesi insan sağlığını tehlikeye atıp ölüme bile yol açabiliyor.

GIDA HİLELERİ ARASINDA YANLIŞ ETİKETLEME DE VAR

Gıda hileleri arasında sadece ürünlerin içeriğiyle oynanması bulunmuyor. Kasıtlı olarak yanlış etiketleme yapılması ve tüketiciyi yanlış bilgilendirmeye yönelik etiket kullanılması da hile türleri arasında bulunuyor. Bu gıdalarda yapılan taklit, tağşiş ve uygunsuzluk örnekleri şöyle sıralanıyor;

*Organik olmadığı halde ürünün organikmiş gibi ve ederinin çok üstünde bir fiyatla satılması

*Et ve et ürünlerinde helal gereklilikleri sağlanmadığı halde, ürünlerin helal sertifikası varmış gibi gösterilmesi,

*Su ürünlerinin kaçak olarak avlanılması

*Fırıncılık ürünlerinde tarihi geçmiş süt ve süt ürünlerinin (özellikle yumurta) kullanımı.

METANOL EKLENEN ALKOLLÜ İÇECEKLER ÖLDÜRÜYOR

*Almanya’daki bir süpermarkette test edilen organik 19 bal kavanozunun 11’inin uygunsuz olduğu, bunların şeker şurubu ve çeşitli pestisit kalıntısı içerdiği tespit edildi.

*Ekvador Cumhuriyeti’nde içeriğine metanol eklenen alkollü içecekler yaklaşık 20 kişinin ölümüne 55’ten fazla insanın zehirlenmesine yol açtı.

*Pakistan’da yapılan denetimler sırasında yaklaşık 5 ton sahte çay yaprağı bulundu. Bu çay yapraklarına çeşitli talaş, şeker, gıda için uygun olmayan renklendiricilerin eklendiği belirlendi.


*Romanya’da yaklaşık 21 ton üründe yanlış etiketleme yapıldığı tespit edildi.

EN ÇOK HİLE YAPILAN GIDALAR

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlanan tağşiş yapılan ürünlere ve firmalara ait listelerde en çok çok et ve et ürünleri, bal, süt ve süt ürünleri, baharat ve bitkisel yağlar yer alıyor.

*Tereyağında süt yağı harici yağ tespit edilmesi (margarin)

*Et ve et ürünlerine at ve eşek eti katılması

*Bala şeker şurubu ilave edilmesi

DELİ DANA HASTALIĞINA YAKALANMIŞ İNEK ETİ

Samim Saner, insan sağlığını ciddi olarak etkileyen gıda taklit ve tağşiş örnekleri arasında: Gıda zehirlenmesi, doğru etiketlenmemiş bir gıda içerisinde yer alan alerjik bir maddenin tüketimi sonucu anafilaktik şok, yasal olmayan boyar madde eklenmesi sonucu kanser gibi hastalıklar ve metil alkol içeren alkollü içki tüketiminde ölümlerle karşılaşılabileceğini söylüyor ve “Aşağıdaki örnekler gıda tağşişlerinde ölümlere yol açabilecek ciddi sağlık sorunları yaratmıştır” diyor. İşte o örnekler:

*Kolza yağının toksik olan maddelerle tağşiş edilmesi (yüzlerce insanın ölümüne yol açtı.)

*Şaraplara donmalarını engellemek için etilen glikol katılması

*Çürümüş yumurtaların pastacılık ürünlerinde kullanılması

*Deli dana hastalığına yakalanmış inek etlerinin tüketilmesi

*Baharatlarda kurşun tetraoksit tespiti

*Şarapların su, şeker, alkol ve renklendiriciler kullanılarak tağşiş edilmesi

*Atık etlerin normal et olarak kullanılması.

ÇİN’DE BEBEK MAMALARINA MELAMİN EKLENDİ

Gıda güvenliği zincirinden çıkılmasının bebeklerin yaşamını bile tehlikeye attığına ilişkin örnekler bulunuyor. Samim Saner, “Çin’de süt ve bebek mamaları gibi bazı gıdalara eklenen ‘Melamin’ çocuklarda ölüme yol açmıştır” diyerek tehlikeye dikkat çekiyor ve “Melamin, gıda ile hiçbir ilişkisi olmayan, tamamen kimya sektörüne ait plastik ürünler, yapıştırıcılar vb. alanlarda kullanılan, toksik bir kimyasal madde olarak sınıflandırmaktadır” diyor.

ÇAYDA BİLE HİLE YAPILIYOR

Toz haline getirilmiş birçok ürün gibi çay da hileye açık bir ürün olarak değerlendiriliyor. Bu noktada gıda sahtekarlarının çay miktarını artırmak amacıyla çaya kalitesiz çay kısımları kattıklarına veya çay dışı bitkilerin etkisini kapatmak için boyar madde eklediklerine dikkat çekiliyor. Boyar maddelerin insan sağlığını riske atması nedeniyle tüketicilere açık çay satın almamaları öneriliyor.

BAHARATLARDA BULUNAN RİSK

Dünyanın ilk ticari gıda maddesi olan baharat, kurutularak, gıda güvenliği açısından kıtalar arası taşınmaya uygun hale getiriliyor. Birçok parametre baharat kalitesini ve dolayısıyla insan sağlığına olan etkisini doğrudan belirliyor. Bu konuda soruna yol açan nedenler ve öneriler aşağıdaki gibi sıralanıyor.

Kurutma kalitesi: Baharatların kontrollü ortamlarda kurutulması, kurutma işlemleri için dışarıdan bulaşılara ve kirlenmeye karşı korumalı tesis ve ekipmanlar kullanılması gerekiyor. Neminin uygun koşullarda uzaklaştırılamaması baharatlarda küf/maya gelişimi ve buna bağlı mikotoksin oluşma risklerine neden oluyor. Mikotoksinlerin insan sağlığını riske atabilecek kanserojen bileşenler olduğu belirtiliyor.

Pestisitler: Baharatlar açısından insan sağlığını tehdit edecek diğer bir unsur ise yetiştiği ortamda bulunan ve kullanılan pestisitler. Pestisitler kontrol altında tutulduğu sürece insan sağlığını tehdit etmeyecek limitler altında kalıyor. Ağır metal bulaşıları da pestisitler kadar ciddi risk oluşturabiliyor. Endüstriyelleşmeyle beraber baharatlarda ağır metal bulaşılarına daha fazla rastlandığına dikkat çekiliyor. Pestisit ve ağır metal bulaşı risklerinin analizlerle kontrol altına alınabileceği belirtiliyor.

Zehirli bitkiler: Son dönemde baharat ve bitkisel çaylara ilişkin ortaya çıkan bir başka tehlikenin, baharatların toplanması sırasında karışan bazı çok etkili zehirli bitkiler olduğu görülüyor. Bu zararlı bitkiler, “pirolizidin alkaloidleri” ve “tropan alkaloidleri” gibi zehirli maddeler içeriyor.

Alerji: Tüketicinin tüketilen baharata alerjisinin bulunması insan sağlığına risk teşkil eden bir başka başlık olarak görülüyor. Bu tehlikeyle karşılaşmamak için ambalaj üzerindeki uyarıların dikkate alınması, diğer aynı hatta işlenmiş ürünlerden çapraz bulaşma olma riskinin elenmesi öneriliyor.

TOZ HALİNDE SATILAN BAHARATLAR HİLEYE DAHA AÇIK

Toz halindeki baharatların hepsinin hileye açık ürünler olduğu ve bu toz ürünlerin içerisine her tür hileli maddenin karıştırılabileceği belirtiliyor. Günümüzde hem gıda tedarik zincirindeki kesintiler hem de ekonomik şartlara bağlı olarak giderek artan maliyetler, pazar satış fiyatları üzerindeki baskıyı artırıyor. Bu nedenle birçok gıda ürününde olduğu gibi baharatı da ekonomik hale getirebilmek için hileye başvuruluyor. Özellikle maliyeti yüksek olan baharatların tağşişe daha açık olduğu belirtiliyor.

KIRMIZIBİBER ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLAR
En sık karşılaşılan hileler arasında, kırmızıbibere miktarını artırmak için nişasta ve un gibi maddeler katılması bulunuyor. Bu işlem sonucunda açılan renk uygun olmayan renklendiricilerin kullanılması ile kapatılıyor. Kekikte zeytin yaprağı kullanılması, kimyona kişniş karıştırılması, safrana zerdeçal katılması, baharatların tohumdan öğütülmesi gerekirken öğütme aşamasında sap kısımlarının katılarak ağırlıklarının artırılması gibi hile örnekleriyle de karşılaşılıyor.

BAHARATI TANE HALİNDE ALIP KENDİNİZ ÇEKİN

Türkiye’de açık baharat satın alma alışkanlığıyla sık karşılaşılıyor. Bu şekilde satışa sunulan ürünlerin hem fiziksel ve mikrobiyal bulaşılara maruz kaldıklarını hem de hileli uygulamalara daha açık olduklarını unutmamak gerekiyor. Baharat satın alırken ambalajlı ve ambalajı üzerinde işletme kayıt numarası olan ürünlerin tercih edilmesi ve ambalajı zarar görmüş ürünlerin alınmamasına özen gösterilmesi çok önemli bulunuyor. Samim Saner, “Tüketicilerimiz mümkünse baharatları tane halinde alıp evlerinde kendileri çeksinler. Mevsiminde alınan nane, kekik, gibi ürünler evde kurutularak cam kavanoz gibi uygun ambalajlarda saklanabilir” diyor.

SOKAK SÜTLERİNDE ANTİBİYOTİK KALINTISI TEHLİKESİ

Süt ürünleri satın alırken dikkat edilmesi gereken en önemli noktanın marka güvenilirliği ve ürünün doğru sıcaklıkta muhafaza edilmesi olduğu belirtiliyor. Ambalajsız ürünler gıda güvenliği açısından riskler taşıyor. Bu noktada endüstriyel ürünlerin, sıkı kalite kontrol süreçleri uygulandığı için daha güvenilir oldukları belirtiliyor. Sokak sütlerinde en belirgin risklerin antibiyotik kalıntısı, asitliğin nötralizasyonunda ve sütün bozulmasını önlemede kullanılan zararlı kimyasallar (soda külü, hidrojen peroksit, formol vb.) ve yem kaynaklı toksinler olduğuna dikkat çekiliyor. Samim Saner, ülkemizde üretilen 23 milyon ton sütün yaklaşık yarısı kayıt dışı olarak pazarlanmaktadır. Bu rakam çok yüksek olup beraberinde riskler getirmektedir” diyor. Peynir ve yoğurt açısından değerlendirildiğinde ise fiyat-kalite ilişkisine dikkat edilmesi gerekiyor.1 kg beyaz peynirin 7-7.5 kg sütten, 1 kg kaşar peynirin ise 10-11 kg sütten üretildiği düşünüldüğünde tüketicinin dikkatli ve bilinçli olması gerekiyor.

SÜTSÜZ PEYNİR ÜRETİYORLAR

İçme sütünde antibiyotik kalıntısı bulunma olasılığının göz ardı edilmesi tehlikeye işaret ediyor. Sokak sütlerinde yasa dışı kimyasalların kullanımı sık karşılaşılan bir sorun olarak görülüyor. Peynir konusunda ise verimi artırabilmek için bazı kontrolsüz işletmeler, Türk Gıda Kodeksi’nin izin vermediği maddeleri ilave ederek peynir üretimi gerçekleştiriyor. Bazı işletmelerin katkı maddeleri aracılığı ile süt kullanmadan peynir ürettiklerine dikkat çekiliyor. Bu noktada güvenilir markaların tercih edilmesi öneriliyor. Dökme peynir tercihinde, bu ürünlerin pazara sunum koşullarına dikkat edilmesi ve en az 6 aylık olgunlaşma süreçlerini tamamlamış olmaları gerekiyor.

KAŞAR OLMAYAN KAŞAR
Kaşar peyniri üretiminde yaygın olarak eritme tuzları kullanılıyor. Bu tuzların sağlık üzerindeki etkileri yeterince bilinmemekle birlikte ilgili yasal mevzuata göre klasik kaşar peyniri üretiminde kullanımlarının yasak olduğu belirtiliyor. Bu tip peynirlerin “kaşar peyniri” adıyla satılamayacağına “eritme peynir” veya “tost peyniri” şeklinde ifade edilmeleri gerektiğine dikkat çekiliyor.

YOĞURTTA KIVAM ARTIRICI KULLANIYORLAR

Samim Saner, “Yoğurt üretiminde ‘kıvam artırıcı’ (nişasta vb.) kullanımı özellikle toplu tüketim yerlerinde ve denetimsiz küçük işletmelerde yaygındır. Normal tedarik ve teknolojik üretim süreçlerinin takip edilmesi ve teknolojinin doğru kullanımı durumunda süt ve süt ürünlerinin insan sağlığı açısından risk oluşturması beklenmemektedir. Buna karşın endüstriyel ölçekli üretimlerde kalite kontrol süreçlerinin etkin işletilmemesi durumunda yukarıda anılan sorunların tüm işletme ölçekleri için geçerli olabileceği de unutulmamalıdır” diyor ve devam ediyor;.“Tereyağ içine de margarin, boyar madde ve suni aroma verici katılıyor”

KAYIT DIŞI İŞLETMELERDEN UZAK DURUN
Türkiye’de toplam 720 bin kayıtlı işletme bulunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu sayıdaki işletmeyi etkin ve periyodik şekilde denetlemesi matematik olarak mümkün görünmese de tüketicilerin kayıt dışına yönlenmemeleri ve satın alma sırasında kendilerinin bizzat denetim yapmaları öneriliyor.

adscode

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder