adscode
adscode

Özgürlükçü Hümanizma Geliştiremeyenler

CHPde listeler açıklandıktan sonra partinin içinden ve seçmen tabanından yoğun eleştiriler yükseldi

CHP’de listeler açıklandıktan sonra, partinin içinden ve seçmen tabanından yoğun eleştiriler yükseldi. Eleştiri yöneltenler, CHP listelerinde, CHP’li ya da CHP’liliği simgeleyen az kişi olduğunu, CHP ile ilintilendirilemeyecek adların yer aldığını öne çıkarıyorlardı.

Bu görüşlere katılıp katılmamak bir yana, bu eleştirileri getirenlerin, Kemal Kılıçdaroğlu partinin başına geçtiğinden bu yana adım adım yürüttüğü siyasal çizgiyi ve özellikle seçtiği yakın kurmaylarını irdelemeleri gerekiyordu.

Kılıçdaroğlu, “yeni CHP” tanımıyla başka bir kurgu düşlüyordu ve bunu büyük ölçüde parti içinde başardı. Bu kurguyu en somut bir biçimde anlamak için, Kılıçdaroğlu’nun önce genel başkan yardımcılığına getirdiği, son olarak İzmir 1. Bölge 1. sıradan milletvekili adayı yaptığı eski Taraf gazetesi yazarlarından Yüksel Taşkın’ın geçmişte yazdığı yazılardaki değerlendirmelerine bakmak gerekiyor.

Öncelikle Taşkın’ın, “Kemalistlerin tüm insanları eşdeğer gören özgürlükçü bir hümanizma geliştirebilmeleri mümkün müdür” sorusunu soran bir akademisyen olduğunun altını çizmek gerekiyor.

Taşkın’a göre, ulusalcılar (Kemalistler); Kürt, Alevi, mütedeyyin gibi unsurlardan oluşan ulusa yakından bakmak istemiyorlar. Halka yekpare bir soyutlama olarak bakmak ve bu soyutlamanın içinde bir yerlerde devrimci veya Aydınlanmacı bir öz olduğuna inanmak istiyorlar. Onlarda zihniyet problemi var. Milli irade karşısına aynı yerden türeyen ve bir o kadar otoriter tınılar barındıran “ulusal iradeyi” koyuyorlar. AKP’ye oy veren kitleleri, “Sizin oyunuz ve tercihiniz yanlış, hatta gayri meşrudur” diyerek aşağılayarak çoğunlukçu siyasetin değirmenine su taşıyorlar.

Dahası var:

CHP, barındırdığı militan laiklik anlayışı ve reaksiyoner-izolasyoncu milliyetçiliği nedeniyle, hem dindar kesimleri hem de Kürtleri uzaklaştırıyor ve partiyi yüzde 25’e sıkıştırıyor. Ulusalcılık; hep aynı çember içinde etkisini artırırken yüzde 75’lik büyük çembere ulaşılmasını da imkânsızlaştırıyor. Kürtleri ve mütedeyyinleri yeniden kazanmak zorunda olan sol partilerin en büyük açmazları da bu.

Taşkın’a göre, tam da bu nedenlerle, sol ve liberal demokratların, ulusalcılık dalgasına sert bir siyasal içerik vermek isteyen ve aynı suda defalarca yıkanmaktan bıkmayan siyasi aktörlere karşı ideolojik mücadele yürütmeyi önemsemeleri gerekiyor. Ancak böyle bir çaba göze alındığında yüzde 25’lik çemberin dışındaki hayatla temas edilmeye başlanabilir.

Özetle, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi; “özgürlükçü hümanizma geliştiremeyen”lerin oluşturduğu yüzde 25’lik çemberin (yani CHP’yi oluşturan, destekleyen taban) dışındaki hayatla temas ederek yüzde 75’lik büyük çembere ve dolayısıyla başarıya ulaşılacağına inanıyor.

CHP’nin son aday listelerine, işte bu çerçeveden bakmak gerekiyor.

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder