adscode
adscode

Kuruyan deniz

Kuruyan deniz

DENİZ şehrinde balık yiyemiyor insanlar. Tezgahlardaki balıkların fiyatları "yapay mücevher" gibi. Hele küçük balıklar var ki utanç tezgahı!
Önceki gün balıklara şiir okumak için şair martılarla denize açıldım.
Ismarladığımız simitlere yan gözle bile bakmadı yas tutan martılar.
Denizin içinde karartılar vardı, kurt adamların ellerindekiler olta değil yasadışı silahtı. Kökünü kurutuyorlardı denizlerin.

***

Martıların dillerinden isyankar şiirler savruldu orta yere. "Yetkilileri kaç kere uyardık" dediler, "kimsenin sesi çıkmadı!" Umarsızlığın denizinde tutuklanmayanları sahilde tutuklamak zor muydu?
Denizin üzerindeki örtüyü düzeltmekle gerçekleri örtbas etmek arasında kaç suçluyu barındırıyordu denizler?
Yakamozların yerini korsan gölgeler almışken!

***

 

Deniz kalbinden vurulmuştu da "balıklar beyinsizdir" dedi korsan balıkçılardan biri.
"Asıl beyinsiz sizin gibiler" dedim yüzü bile kızarmadı.
"Yere düşen kuru yaprakların bile kendilerinden sonrakilere hayat verdiği bir dünyada, balık tutmanın bile şerefi vardır, onurlu balıkçılar tuttukları küçük balıkları denize geri gönderirler." Söylediklerimi duyunca, "bu şehrin denizi de bitmez kerizi de" dedi adam, martılar gözlerini oyacaktı adamın engel oldum.
"O zaten görmüyor" dedim, "çocuklarının ve kendi geleceğini göremeyen bir adama ne yapsanız nafile!"

***

Gerektiğinde bir balık denizi bile oynatırdı da balıkları katleden korsanlar denizleri parmağında oynatıyordu.
"Denizden babam çıksa yerim" dedi adam, martıların içi içini yiyordu. Çıtı pıtı bir hamsi sürüsü geçti o sıra, korsan balıkçı "bak" dedi "nasıl kaşınıyorlar." O cümleyle kahrından öldü bir martı.

***

O sırada kıyıya çektiği küçük sandalında ağlıyordu bir balıkçı. "Yaz bu adamları abi" dedi, "denizleri kurutan katilleri yaz!" Hırsını alamadı, "Allah balıkların aksine bizlere beyin verdi ama ekmeğimize kan kan doğrayan bu beyinsizleri yaz!" Adamın gözlerinden sicim gibi yaşlar akıyordu. "Martıların çığlıkları balık katliamlarını anons etmek içindir, bizler duyduk. Bizler ekmek teknemize ve balık tutmanın kurallarına saygı duyduk ama bu korsanlar hepimizi vurdular."

***

 

Karadan denize bakmayı bildiğin gibi, denizden karaya bakmayı da bileceksin.
O sorumsuz balıkçılar kendi celladını seçen kurban olduklarını anladıkları zaman, sandalında ağlayan balıkçının gözyaşlarının değerini de anlayacaklardı, martıların susan çığlıklarını da.
Galiba artık geçti. Çünkü beyinsiz zannedilen balıklar denizleri de terk ettiler, geleceğini harcayan kerizleri de!

MUTLULUK TAKVİMİ
 Çocukları haberlerden uzak tut.
 Bahis oyunlarına asla güvenme.
 Bebek kokla.

Kalbimde isyan var
Senin zulmüne
Kaderden hayır yok
Senden hayır yok
Gönüllü sürgünüm
Kendi sevdamda
Yarından hayır yok
Dünden hayır yok

Bu kadar belalı
Olmadı başım
Kalbime damlıyor
Gözümde yaşım
Bu benim hayatla
Gurur savaşım
Dostlardan hayır yok
Elden hayır yok
Hakkı YALÇIN

Bir insanı parayla satın alan, yaptığı masrafı da mutlaka geri alır.

Eski güzellikler!
Eski güzellikleri kayıp ilanlarında bile göremiyorsak, bütün renkleri kirlenmiş bir dünyada bizim siyah beyaz tutkularımız ayıp sayıldığı içindir.
Oysa insanlığın gerçek tarifini sadece eski zaman insanlarından alabiliyoruz.
O insanların çocukları ve torunları bizlere hala umut verebiliyor ya, belki de o yüzden ayakta kalabiliyoruz.
Ne kadar vurulsa da ölmeyen güzelliklerin ve geleneklerin sihri de budur işte!

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder