adscode
adscode

Ruhumuzun sesi

Ruhumuzun sesi

HAİN bir savaşta 4 saatlik ateşkesi "matah bir şey" zannedenlere, öldürdükleri masum insanları soralım.
Filistinli bebeklerin görüntülerini gözlerine sokalım.
Zorladıkları göç yolunda o insanların başına bomba yağdıranların vicdanının 4 saniye bir çalışmadığını haykıralım.
Eski zaman postacıları olsa; mektuplar anında yerine ulaşırdı belki.
Yapay zekanın canı cehenneme.
Bize duyguyla yaşayan canlılar lazım, katliam programlayan robotlar değil.

***

4 saatlik bir şey. 4 saatlik ara renkler.
4 saat sonra başına gelecekleri bildikten sonra, Filistinli çocuklar ne hissediyordur acaba? Başlarına yağacak bombaların uçurtma yerine geçeceğini mi?
Bu savaşta anne karnında bile ölen çocuklar vardır da Amerika ve İsrail için Filistinli çocukların yaşamasına gerek yoktur.
Buna hayat saldırısı denir.
Birbirlerinin şerefsizliklerini tamir edenler için ne söylense yeridir.

Uluslararası Af Örgütü'nün İsrail'in yaptıklarına "insanlık suçu" dediği zamanları da hatırlıyoruz ama hiçbir şey yapılmadı.

Tarantula sepetinden tavşan mı çıkacaktı?
Birleşmiş Milletler ve diğer kuruluşlar kanı durduracaklarına İsrail denince akan suları durdururken, Avrupa ülkeleri İsrail'in elinden tutarken Filistinli insanlar nasıl ayakta kalsın!
Amerikan vatandaşları bile Filistinli insanlara destek verirken, Biden'ın şeytanla yaptığı anlaşmaya karşı çıkıyorlar.
Her ülkede duyarlı insan çoktur ve hayat adına umut etmemize gerekçedir onlar.

***

Yalan değil İsrail'i sevmiyoruz.
Niye sevelim?
Katliamları en aşağılık biçimde organize ettiği için mi, insan sevgisinden yoksun olduğu için mi?
Suçunu ifşa etmekle gurur duyduğu için mi?
Acımasızca öldürdükleri insanlara mezarlık bile bırakmadıkları için mi?

***

Amerika'yı sevmiyoruz?
Niye sevelim?
Dünya sahnesinde barışın, huzurun ve insanların canına okuduğu için mi?
Demokrasi masallarında mangalda kül bırakmazken, İsrail denince tuvalet kağıdı olduğu için mi?

***

Bu savaştan geriye Filistinli çocuklara;
"ölmek için geç, yaşamak için erken" gerçeğinin kendisi kalır. İsrail uşaklarına Gazze'nin yeraltı zenginliklerinin ikramiyesi kalır.
Kaybolmuş medeniyetler seviyesi denilen gerçeğin zengin hukuku da budur!
Ahlaksızlığa teslimiyet böyle bir şeydir!

***

 

"Acılarımız Filistin! Şeytanlar hiç olmazsa kalan çocuklara dokunmadan Gazze'den defolup gitsin!" diye haykırırız.
Bizim sesimiz bir savaş meydanına ağustos böceğinin sesi gibi düşer.
Olsun! Bütün duvarlara Netanyahu ve Biden'in posterleri asıp, altına da "Bize Hitler'i hatırlatmayın" diye yazmak düşer.
O zaman ruhumuzla sesleniriz! Bir bakarsınız onlar hapşırırken birbirlerine "çok yaşa!" bile diyemeden başlarına taş düşer!

MUTLULUK TAKVİMİ
 Vicdanının sesinin dinle.
 İyi bir şemsiyen olsun.
 Eski botları boyat yenilensin.
 Kışa hazırlan.

Ben küçük törenlerin
Adamı olmadım hiç
Kralını çektim acının
En küçük yaşını bilirim
Şimdi heykel gibi dimdik
Yarın ne olur bilinmez
Üç günlük dünyada
Her şeyim oldun
Aslında hiçbir şeyimsin

Hoşçakal Kapatamadık
Maziden kalan yaraları
Yeni renkler yaratamadık
Dünyanın kirinden
Bu şiir sanadır
Bir daha asla
Göremeyeceğin birinden
Hakkı YALÇIN

Paranın gücü elindeki kiri tanımaz, hukuk bile zengini tanır fakiri tanımaz.

Müzik emekçileri!
Sanata kan verenlerin hakkını yemek yasalarda bile suç değil artık.
Nice müzik emekçisinin alacak davaları mahkemelerde bekletiliyor.
Peki, hukukun üstünlüğü nerde?
Vicdanlar ölmüşse hiçbir yerde!
Bu meseleden çıkan sonuç; müzik emekçileri kaderine yanacak, arkası güçlüler mahşere kadar kollanacaktır.

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder