Genellikle ağızdan alınan bu besinlerin tatlı olması, tatlı sevmeyen hastalarda kullanım zorluğu yaratırken sevenleri bıktırabiliyor. Doç. Dr. Eda Küçüktülü sorunu fark edip işe koyuluyor. Türk geleneksel lezzetlerinden tıbbi beslenme ürünlerine uyan ve içinde tuzlu tariflerin olduğu kitapçık bu çabanın sonucunda doğmakla kalmayıp dünyada bir ilk olma özelliği de taşıyor. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu'nun haberiKanser hastalarında "destek tedavisi" adı verilen kavram; ilaç, tıbbi beslenme ürünleri ve psikolojik yaklaşımı kapsıyor. Kanser tedavisinin yan etkilerini önleme amacıyla ek tedavi olarak verildiği için de destek tedavisi olarak adlandırılıyor. Tedavi sırasında meydana gelen yan etkileri önlemek ya da daha az hissedilmesini sağlamada etkin olan destek tedavilerin çarpıcı sonuçları bulunuyor. Bu tedaviler, hastaneye yatışları ve hastanın hastanede geçirdiği süreyi azaltarak konforlu bir süreç geçirilmesini sağlıyor.
KANSER TEDAVİSİ BESLENME ZORLUKLARINA YOL AÇIYOR
Kanser tedavisi gören hastalarda cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi çeşitli şekillerde yan etkilere neden oluyor. Özellikle baş-boyun kanserlerinde, bağırsakların tedavi alanına girdiği durumlarda tedavi sırasında beslenmeyle ilgili sorunlar meydana gelebiliyor. Beslenme zorluğunun görülme oranı tedavi alanına ve verilen kemoterapi ilaçlarına göre değişiklik gösteriyor. Bu konuda yaşanan zorluğu dile getiren Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doç. Dr. Eda Küçüktülü, “Beslenme zorluğu çeken hastalara özel diyet önerilerinde bulunuyor ve tıbbi beslenme ürünlerine geçiyoruz. Böylelikle hastaların beslenme zorluğu yaşamadan hem tedavinin yan etkilerini yaşamalarını önlüyor hem de aldıkları tedaviyi ara vermeden tamamlamalarını sağlıyoruz” diyerek devam ediyor:YUTMA GÜÇLÜĞÜ YAŞIYORLAR
“Örneğin, baş-boyun bölgesine radyoterapi alan bir hasta aynı zamanda kemoterapi de alıyorsa daha çok yan etki yaşıyor. En çok beklediğimiz yan etki yutma güçlüğü oluyor. Bu durumda hastaya püre haline getirilmiş yumuşak yiyecekler önerirken meydana gelecek diğer yan etkileri de öngörerek durumuna uygun tıbbi beslenme ürünü başlıyoruz.”
TIBBİ BESLENME ÜRÜNÜ NEDİR?
Protein, lipid, karbonhidrat, mineral ve vitaminlerden oluşan sıvı gıdalara tıbbi beslenme ürünü adı veriliyor. Omega-3 ve glutamin gibi özellikli içerikleri olan beslenme ürünleri de bulunuyor. Bu ürünler hastaya ağızdan ya da damar yolundan verilebiliyor. “Tercih edilen, sindirim sisteminin devamlılığını sağlamak için ağızdan verilmesidir” diyen Doç. Dr. Eda Küçüktülü, tıbbın pek çok alanında olduğu gibi kanser tedavisinin aşamalarında da tıbbi beslenme ürünlerinin önemli yer tuttuğuna ve bunların onkologların “olmazsa olmazı” şeklinde değerlendirildiğine dikkat çekerek, “Hastalarımızın yan etkilerini önlemek ya da beslenememe sorunlarını gidermek için takviye amaçlı kullanabileceğimiz her tür tıbbi beslenme ürününe sahibiz” diyor.TATLI VAR TUZLU YOK
Bu noktada görmezden gelinmemesi gereken bir sorun bulunuyor. Doç. Dr. Eda Küçüktülü’ye göre kanser hastaları tıbbi beslenme ürünlerinin sadece “tatlı” olmasından şikayet ediyor. Hastalar uzun süre bu beslenme ürünlerini kullanmak zorunda oldukları için günde 3 kez aynı içeceği içmekten hoşlanmıyor. Kanser hastalarındaki en büyük sorunun yalnızlaşma hissi olduğunu söyleyen Küçüktülü, hastaların aileleriyle aynı masaya oturup onların tükettiği lezzetleri tadamamalarının ciddi bir sıkıntı yarattığını söylüyor. Geçmişte bazı firmaların bu beslenme ürünlerini hastalara “tavuk çorbası” gibi tuzlu ürünler olarak sundukları, ancak doğal tat elde edilemediği için hastalar tarafından tercih edilmeyince kullanımdan kaldırıldığı belirtiliyor.
EKSİK KULLANIM BEKLENEN YARARIN ÖNÜNÜ KESİYOR
Bu durumda sürekli tatlı tüketmek istemeyen ya da tatlı sevmeyen hastaların sık reçete edilmesine rağmen bu tıbbi beslenme ürünlerini ya kullanmadıkları ya da günde 3 kez kullanmaları gerekirken bir ya da 2 kez kullandıkları görülüyor. Bu düzensiz kullanımlar ise beklenen yararın elde edilmesini engelliyor. Tıbbi besleme ürünlerinin düzensiz kullanımının hastalarda kötü beslenmeye bağlı kilo kaybına neden olduğu belirtiliyor. Bu durumun beslenme yetersizliğinin yan etkileri ve tedavi sırasında hastaneye yatış oranlarını artırdığına dikkat çekiliyor.TUZLU BESLENME ÜRÜNLERİ KİTAPÇIĞI
Doç. Dr. Eda Küçüktülü; “Hipokrat’ın ‘Hastalarınıza gerekli emirleri neşeli ve samimi şekilde verin’ sözünden yola çıkarak kanser hastalarına bu beslenme ürünlerini en iyi şekilde nasıl tükettirebiliriz diye düşündüm. Çocukluğumda yaşadığım tecrübe ışığında hastalarımızın aileleriyle aynı masada yemek yediklerini hayal ettim. Daha da ileri giderek hastalarımızın mutfakta bu tıbbi beslenme ürünleriyle yemek yaptıklarını düşündüm. Bu hayalimi Şef Yener Akar ile paylaştım. Uzun bir çalışma sürecinden sonra Türk geleneksel lezzetlerinden tıbbi beslenme ürünlerine uyan tuzlu tarifler üretip bir kitapçık çıkardık. Tıbbi beslenme ürünlerinden hastalarımızın rahatlıkla tüketebilecekleri tuzlu yemek tariflerini dünyada ilk kez biz yaptık. Kanser hastalarına yönelik. “Mutfakta Tıbbi Beslenme Ürünü Var “isimli kitapçığın içinde sadece geleneksel lezzetler olmayıp Sezar Salatası gibi modern tarifler de var” diyor ve devam ediyor; “Kitapçığı ‘Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği’ çatısı altında bastırdık. Türk Radyasyon Onkolojisi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özyiğit yazdığı önsözde bu tariflerin hastalar için yararlarını anlattı. Kitapçık Türkiye’de bulunan tüm onkoloji kliniklerine gönderildi. Böylece hastaların kolay ulaşımını sağlamış olduk. Bundan sonraki süreçte tuzlu beslenme ürünlerinin hastalara ne kadar yararlı olduğunu bilimsel olarak ortaya koyacağız. Bunu hastalar üzerinde yapılacak anket çalışmalarının sonucu ile değerlendirerek bilimsel ortamlarda paylaşacağız.”
HASTALAR MUTLU
Peki ya hastalar? Deneyenler ve geri dönüş yapanlar olmuş mu? Çok sayıda hastanın tarifleri denediğini ve sonuçtan mutluluk duyduklarını söyleyen Küçüktülü bir de örnek veriyor: “Trabzon’da yaşayan bir hastam bu tariflerin hepsini denediğini ve ailesinin yardımıyla tıbbi beslenme ürünleriyle yaptığı çiğ köftenin onu çok mutlu ettiğini söyledi. ‘Yiyebileceğim tür bir çiğ köfte yapmak hastalığımı unutturdu ve bu meşguliyet tedavimi stresli bir dönem olmaktan çıkardı’ sözleri beni de çok mutlu etti.”
Gönder