adscode
adscode

Cüceler Ülkesinde

Cüceler Ülkesinde

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Mustafa Alişarlı, üniversitenin etkinlik raporunda düzenli olarak yer alan Atatürk’ü çıkarıp kendi fotoğrafını koymuş.

AKP iktidara geldikten sonra kariyer basamaklarını ikişer ikişer tırmanan Alişarlı için bu seçeneği doğal karşılamak gerekiyor.

Bu süreç içinde profesör olmuş, dekan olmuş, TÜBİTAK Araştırma Destek Programları başkanı olmuş, rektör olmuş, dahası Üniversiteler Kurul başkanı yapılmış.

Alişarlı, aynı zamanda Helal ve Sağlıklı Gıda Platformu kurucusu ve Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi Okul Aile Birliği üyesi. Hür Akademisyenler Derneği’nin de kurucusu.

Bu dernek, eleştirel düşünce atölyeleri düzenliyor. O eleştirel düşünce atölyelerinde ele alınan temalardan birkaç örnek verelim:

Gazzali’nin Meşşâî Felsefe Eleştirisi (Akılcılık, Nedensellik, Mucize, Yaratma vb. meseleler), İslam Dünyasında Medresede Fıkıhçı Anlayışın Zaferi.

Böylesine arkalanmış biri, günümüz Türkiye’sinde ister istemez kendisini 100 Türk büyüğü içinde görüyor. Ona göre davranıyor.

Bir tür Gulliverleşme. Cüceler ülkesinde dev olduğunu sanmak gibi bir şey.

UŞŞAKİ

Barış Terkoğlu yazdı: Kendisini “Uşşaki tarikatı şeyhi” ilan etmiş olan, 12 yaşındaki kız çocuğunu istismardan 10 yıl 5 ay hükümlü Eyüp Fatih Şağban, gelecek şubat ayında cezaevinden çıkıp serbest kalacakmış.

Muhalif milletvekili Can Atalay, gazeteciler Merdan Yanardağ, Barış Pehlivan cezaevindeyken “Fatih Nurullah Efendi” adıyla uydurma bir cemaat oluşturup çevresindekilerin çocuklarına kötülükler yapanın, toplumun içine yeniden salınmasının bir gerekçesi olmalı.

O gerekçe, çocuk istismarcısı Eyüp Fatih Şağban’ın yakın geçmişte, Cumhuriyet rejiminin yerine yeniden Osmanlı hanedanlığına geçileceğini söyleyerek “Birinci Türkiye Cumhuriyeti son buldu, ikinci Osmanlı kuruluyor, onun başı da Tayyip Bey birinci padişahımız olarak gözüküyor” demesi olabilir mi?

Öyleyse, Saray düzeni denen sistem, hep Uşşakiler istiyor.

ÇARDAN SULTANA

Nazilerce toplama kampında öldürülen İrene Nemirovsky, ünlü Rus yazar Anton Çehov’un yaşamını anlatan romanında dönemin Rusya’sını şöyle betimler:

“Rusya küçük erdemlerin cesaretini kıracak kadar çok büyüktü, çok yoksuldu. Milyonlarca bilgisiz insan için, bir, on ya da yüz okul yaptırmak neye yarardı? Bütün Rusya açlıktan kırılırken bir kentin, bir köyün insanlarını niye doyurmalı? En küçüğünden en büyüğüne dek herkesin çalıp çırptığı bir ülkede nasıl ve niçin dürüst kalmalı? Binlerce suçsuz insanın yaşadığı acıları unutabilmek için taş yürekli bir vurdumduymaz olmak gerekiyordu. 80 yılının insanları hüzünlü, kuşkuluydular, pişmanlıklar, korkular, karanlık nedametler ve garip önseziler onları kemiriyordu.” (Çeviri: Oktay Akbal, Telgrafhane Yayınları)

Çaresizlik ve geleceğe dönük umutsuzluk içinde çırpınanların Rusya’sında dediğim dedik, astığım astık çar vardı.

Benzer ortam, bugün başında bir halife-sultan özentisinin bulunduğu Türkiye’de yaşanıyor.

CHP’DE ADAYLIK

CHP’de muhalif kanat, 2024 yerel seçimlerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında gidildiğinde büyük olasılıkla başarı elde edilemeyeceğini, özellikle büyük kentlerin yitirileceğini düşünüyor. O yüzden yapılacak kurultayda bir genel başkan adayı çıkarmakta ısrarlı.

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder