adscode
adscode

Siyasette Düzey Sorunu

Türkiye’de siyaset yapmanın düzeyi bu iktidar dönemindeki kadar düşmemişti

Türkiye’de siyaset yapmanın düzeyi bu iktidar dönemindeki kadar düşmemişti.

Eski Türkiye’de demokrasinin gereği olarak siyasi parti liderleri birbirleriyle
rekabet eder, birbirilerini eleştirirdi. Ancak bunun bir düzeyi vardı.

Birbirlerine hakaret etmez, ağıza alınmayacak sözler sarf etmezlerdi.

Daha önemlisi rakiplerini düşman ilân etmezler, terörist, işgalci damgası
vurmazlardı.

Törenlerde, milli bayramlarda karşılaştıklarında tokalaşır, hal hatır sorurlardı.

Bugünkü iktidarın, muhalefet liderleri ve muhalif vatandaşlar için kullandığı
sözler arasında burada tekrarlanmayacak kadar ağır hakaretler ve küfürler var.

İktidarın, seçime çok az bir süre kalmışken siyasetin düzeyini ne kadar
düşürdüğüne ilişkin örneklere bakalım.

“APO’yu serbest bırakacağız” yazan CHP logolu sahte broşür bastırıp
dağıttılar.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, broşürleri bastıranların
görüntülerini ve kimliklerini ortaya çıkararak savcılığa teslim etti. Ancak bu
satırların yazıldığı saate kadar savcılık harekete geçmemişti. Kaftancıoğlu,
broşürü bastıranlardan birinin AK Parti İstanbul Gençlik Kolları’nda diğerinin
de AK Parti Sultanbeyli Gençlik kollarında yönetici olduğunu açıkladı.

Türkiye’yi yasa boğan, on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem
bölgesindeki depremzedeler için hazırlanmış, üzerinde AFAD yazan yardım
kolileri Aileden Sorumlu Bakan Derya Yanık’ın seçim kampanyası için
kullandığı araçlarda çıktı. AFAD yardım kolileri Yanık’ın milletvekili adayı
olduğu Osmaniye’de dağıtılmak üzere bu ile getirilmişti.

Depremzedelere yardım için toplanan paraların hesabı da ortada yok. Bu
paraların da seçim kampanyasında kullanıldığı ve kullanılacağı iddiası
muhalefet tarafından sık sık dile getiriliyor, sorgulanıyor.

Seçim yasakları Cumhurbaşkanı için geçerli değil, muhalefet adayları için
geçerli. İktidar devletin tüm olanaklarını seçim kampanyasında kullanıyor.

İktidar muhalefetin söylemediği sözleri söylemiş gibi propaganda yapıyor.
Örneğin, “muhalefet kazanırsa Diyanet İşlerini kapatacaklarmış” diye
yükleniyor. Oysa muhalefetin cumhurbaşkanı adayları ve parti liderlerinden
hiçbiri ”APO’yu serbest bırakacağız” veya “Diyaneti kapatacağız” diye bir
cümle kullanmadı.

İktidar bu seçimde “Erkeğin erkekle, kadının kadınla evlenip evlenmemesinin
kararını vereceğiz” diye propaganda yapabiliyor.

Böyle bir konu Millet İttifakı’nın da diğer muhalefet partilerinin de gündeminde
yok, programlarında da yok, liderlerin konuşmalarında da.

Olmayan bir konuyu varmış gibi ortaya atan ve LGBT bireyleri düşmanlaştırıp,
hedef gösterip kutuplaşma yaratarak oy toplamaya çalışan bir iktidar var.

İktidar bunu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçmiş yıllarda “LGBT
vatandaşların haklarının verileceğini” taahhüt ettiği bilindiği halde yapabiliyor.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na verilecek oyların “teröre destek oyu”
anlamına geleceğini de söyleyebildi bu iktidar. Terör örgütü PKK’yla 6 yıl
pazarlık yapan iktidar bunu söyleyebiliyor.

“Ailenizi Kılıçdaroğlu’na mı Erdoğan’a mı emanet edersiniz” diye sorabiliyor.

“Artık siz bu soruyu nereye çekerseniz çekin” mesajı veren bir soru.

İktidarı destekleyen tarikat yurtlarında çocuklara tecavüz edildiği, boğazlarının
kesildiği, gördükleri baskı nedeniyle çocukların intihar ettiği bilindiği halde
hakkıyla bir yargı sonucunun çıkmadığı da biliniyor.

Tecavüzcülere, “Tecavüz ettikleriyle evlenirlerse” cezaevinden çıkmalarını
sağlayan yasa önerisi bu iktidar döneminde hazırlandı.

Çocuklara tecavüz eden sapıkların korunması için “çocuğun rızası varsa” diye
bir savunma yine bu iktidar döneminde dillendirildi.

“Alınları secdeye değiyor” diye bu iktidarın koruyup kolladığı, işbirliği yaptığı,
sivil-asker kamu kurumlarını teslim ettiği FETÖ’cüler askeri darbe yapmaya bu
iktidar döneminde cüret ettiler ve 251 vatandaşımızı şehit ettiler.

Bu gerçekler ortadayken ve belleklerde çok tazeyken iktidar yine din istismarı
yapıp “Alnı secdeye değenler- değmeyenler” söylemiyle oy toplamaya çalışıyor.

İktidarın siyasetteki düzeyi maalesef bu.

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder