adscode
adscode

Palermo sizi bekliyor Tarih kültür ve sanatın dorukta olduğu huzurlu bir kente iniyorum

Huzurlu sokaklarında dolaşırken aynı dinginliği yakalamanız mümkün Burada sohbet fırsatı bulduğum THY Genel Müdürü Bilal Ekşi şirketin yeni uçuş noktaları hakkında bilinmeyenleri anlattı

Türkiye’den İtalya’ya ilk uçuş 15 Ağustos 1959 yılında yapılmış. Ben henüz dokuz yaşındaydım. Ve o uçuş Ankara-Roma arasında gerçekleşmiş. Bugün Türk Hava Yolları İtalya’da tam dokuz noktaya sefer yapıyor. Roma, Milano, Venedik, Napoli,Bari, Bolonya, Katanya ve şimdi de Palermo. Anadolujet de Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Milano’nun hemen yanı başındaki Bergamo’ya uçuyor. Tam 9 nokta onlarca sefer.

Sicilya deyince aklıma ağırlıklı iki şey gelir. Etna Yanardağı’nın haşinliği tutunca patlayıp lavlarıyla çevreyi yakıp yıkması ve bir de Mafya. Neyse ki hiç Etna’nın huysuzluğuna rastlamadım. Mafya ise benim bulunduğum zamanlarda ortada kan dökmedi.

PALERMO’YA UÇUŞ

THY’nin TK 1373 sefer sayılı TC-JSL tescilli Boeing 737-800 uçağındayım. Genel Müdür Bilal Ekşi de uçakta. İlk uçuş. Kaptan Pilotumuz Ezel Sevinç, yanında First Officer Cem Şimşek var. Kabin Amirimiz Ayperi Bostancı ile harika bir ekip olmuşlar. Uçuş süresi 2 saat 30 dakika görünüyor ama 2 saat 5 dakika sonra Palermo Punta Raisi Havalimanı’na alçalıyoruz. Deniz üzerinden harika bir alçalmayla pisti başından yakalıyoruz. Hiç zorlanmadan, uçağı frenlemelerle sağa-sola çekiştirmeden kaptanımız durduruyor. Pistten çıkışta iki itfaiye aracı uçağımıza su takı yapıyor. Altından geçip köprüye yanaşıyoruz. Havalimanın iki pisti var. Bir tarafında dağ olmak için kafa kaldırmış bir tepe yer alıyor. Ama uçuşa engel bir hali yok. Havalimanı özel bir işletme. Güzel bir karşılama yaşıyoruz.

Yakınında bir de kamunun havalimanı var. Adı Palermo Falcone-Borsellino. Yine iki pisti olan bir havalimanı. İlginç olan Falcone ve Borsellino adları. Çünkü bu iki kişi aslında birer savcı. Ve mafya ile mücadele ederlerken vurularak öldürülmüşler. Havalimanı iki hukuk kahramanının adını taşıyor. Ne iyi yapmışlar, onların adlarını vermişler.

ŞEHRE İNİYORUM

Tarih, kültür ve sanatın dorukta olduğu bir kente iniyorum. Her şey eski. İnsanlar hiçbirine zarar vermemiş. Gezerken belki 10 yıllık mahalle arasında bir tahta kapıya bakıyorum. Kimse elini sürmemiş, öyle dimdik ayakta duruyor.Hangi caddeye girsem dizi dizi tarihi yapılar. Her biri birçok dönemin ünlü mimarının adını taşıyor.Ağırlıklı taş yapılar birer biblo gibi.

Palermo aslında yavaş şehir olarak geçmiyor ama çok sakin bir şehir. İnsanlar gülüyor, sokaklarda bir yerlere oturup uzun uzun sohbet ediyorlar. Lokantalar, kafeler dolu. Pahalılık, yani enflasyondaki küçük yükselme yaşamı etkilememiş. Katanya’ya bir yıl önce gittiğimdeki fiyatlar neredeyse aynı. Elbette her yer pizzacı. Taze makarnası ile övünen küçük işletmeler müşterilere daha iyi hizmet için yarışıyor.

Uzun uzun yürüyorum, sahile iniyorum, küçük kafelerde oturuyorum. İtalyanların o gevrek yüksek sesleri dışında sessizliği bozan bir şey yok. Bu müthiş zaman platosunda ruhum sakinlikle rahatlıyor, huzur buluyor. Her binayı tek tek incelemek istiyorum. Her sokakta keşfedilecek yerleri bir bir görmek istiyorum. Ama sayılı gün çabuk geçiyor.

 

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder