adscode
adscode

Milyonlar diyerek üç tane holdingi korumaya çalışan soytarılar

Söylediğim AK Parti öncesi yıllar Kemer sıkma denilince hemen anlardık Acı reçete ifadesinin acın sını duyar duymaz olayı çözerdik Fabrikatörler değil

Söylediğim AK Parti öncesi yıllar..

“Kemer sıkma” denilince, hemen anlardık..

Acı reçete” ifadesinin “acı”sını duyar duymaz, olayı çözerdik..

Fabrikatörler değil..

Kemeri sıkacak olanlar, hep vatandaş olurdu..

Acı reçetenin anlamı da, “Tüpgaza, şekere, ekmeğe zam geleceği” idi..

Şimdi aynı algıyı üretiyorlar..

“Vatandaşın kemerini sıkıyorlar, sıkılacak kemer kalmadı ki!”

Diye söze başlıyorlar

“İkinci adım, gece zamları” diyorlar..

“Kendim ettim, kendim buldum” manşeti ile algı üzerine algı üretiyorlar..

Holdinglerin sözcülüğünü yapan gazetede “İşte dün, milyonları şimşek gibi çarpan vergi zamları” başlığını okuduğumda..

Kendi kendime şöyle dedim:

“Haydi bakalım Ali.. Hodri meydan”..

Haberi aldım önüme.

Listeyi tek tek irdeleyeceğim..

Bakalım, “milyonların etkilendiği zamlar” nelermiş..

Listede ilk verdikleri ürün, “cep telefonu”!

Cep telefonunda ne olmuş, biliyor musunuz.

Ne olmuş da, “Geçim savaşı” veren milyonlar, “gül gibi sararıp soldum” şarkılarını sabahın ayazında söylemeye başlamışlar.

Fazla meraklandırmayalım..

Cep telefonunda; yurtdışından getirmeye kalktığınızda, kayıt ücreti artırılmış!

Hay sizin yurtdışından getirmeye kalktığınız cep telefonuna da, onun kayıt ücretine..

Milyonların derdi, yurtdışına çıkmayı da, oradan son model, ABD’lilerin bile ortalamasına baktığınızda büyük çoğunluğunun elinde olmayan bir cep telefonu alıp, getirip, onunla “saatlerce oyun oynayayım” derdi mi?

Bir avuç elit kesim, kendi dertlerini, milyonların derdi gibi satmaya kalkıyor..

Devam ediyorum, “milyonları ilgilendiren zamlar” diye tanıttıkları, geceyarısı zamlarını sizlere aktarmaya..

“Pasaport, noter, vize harçları”na da zam gelmiş..

10 yıl önce, umre ve hac için Mekke-Medine’ye gitmiştim..

10 yıldır yurtdışına çıkmıyorum..

Hayatımda bir eksiklik de hissetmiyorum..

Çıkmak isteyen varsa, “harcını ödesin” diyorum..

“Yılın 360 gününü yurtdışında geçiren hokkabazlardan alınan harçlar az bile” diyorum..

Yurtdışına çıkıyorsan..

Türkiye’nin dövizini harcıyorsan..

“Harcını da öde, kardeşim” diyorum.

Başka neye zam gelmiş?

ÖTV’ye..

Özellikle de, sigara ve alkoldeki ÖTV’ye..

Alkol ve sigaraya gelen zam üzerinden de, “milyonları yaktı” diyenler, aslında bir avuç sosyete ve genç yaşlarda kendisini ispat sadedinde sigara alışkanlığına sevk ettikleri bir avuç insanın üzerinden algı üretiyorlar..

Atlamayalım, şans oyunlarının vergisinde de artış olmuş.

Ben de, “Şans oyunları ile ilgili artışta katkısı olanların, elleri dert görmesin..” diyor, devam ediyorum..

“Belki üç kişi, belki beş kişi, yükselen vergiler sebebi ile o kumarı bırakırlar da, hem kendilerine, hem ailelerine bir katkıları olur..” diyorum..

Daha fazla uzatmadan, bitireyim..

Ben bekliyorum ki, eski yıllarda tüp ile formüle edilen, bugünlerde tüp karşılığı olarak günlük hayatta kullandığımız doğalgaza, elektriğe zam gelsin..

Her bir vatandaşın, evinde istisnasız kullandığı elektrik ve doğalgaz zamlanmış olsun.

Bakıyorum, sosyetenin sözcüsünde de..

Kemalistlerin cumhuriyetinde de..

Bu iki temel harcama çeşidine de bir zam gelmemiş..

Akaryakıtı söylemeyin. Kimse benzinciden benzin alıp, evinde yakmıyor.

Arabası olan da, kusura bakmasın..

Varsın zammına katlansın..

Dünkü tüp yerine geçen, gerek aydınlatma açısından elektrik, gerek mutfakta yemek pişirmek açısından doğalgaz..

Gazetelerin manşetinde verilen “zam haberleri listesi”nde yer almıyor..

O zaman, bunların ciyaklamalarının arkasında ne yatıyor?

Soralım ve devam edelim..

Eski yıllarda, “kemer sıkma” deyince, otomatikman zam gelen ikinci temel madde şeker idi..

Dünkü zamlanan ürünler listesinde şeker var mıydı?

Yok..

Şekere henüz bir zam gelmemiş..

Tam aksine, geçen yıl 25-30 tl aralığında olan şekerin kilosu, bugünlerde 23 TL’lerde..

Bırakın zammı, bir yıl önceki şişkinlik, giderilmiş.

İkinci temel üründe de zam yok ama..

Birilerinin sözcüleri, kıyameti kopartıyor..

“Acı reçete” ile formüle edilen temel ürünlerden üçüncüsü de, ekmek..

Peki dün zam geldiği belirtilen ürünler arasında ekmek var mıydı..

“İşte orda duvara tosladın Ali bey” diyeceksiniz.

Gerçekten de, sabah vakti baktığınız internet siteleri, televizyonlar ve bazı gazeteler, “Ekmek 8 TL oldu’ diyerek, haberleri yapmışlar bile.

Muhalefet gazeteleri, bir haftadır, ekmeği önce 10 TL’ye, sonra 7.5 TL’ye, sonra 8 TL’ye, günübirlik çıkarıp duruyorlar zaten..

Ama bir türlü, başaramamışlardı..

Sonunda büyük bir cesaretle, dün “8 TL oldu” müjdesini (!) vermişler..

Ama müjdenin (!) süresi pek uzun olmadı!

Öğleye doğru, İstanbul Valiliği açıklama yaptı..

“Ekmeğe zam gelmemiştir.. 200 gram ekmek, İstanbul’da 5 TL’den satılmaya devam etmektedir..”

Haydi bakalım şimdi, çıksın soytarılar, bize bu durumu açıklasınlar..

Vatandaşın mutfakta günlük kullandığı hangi ürüne zam geldi?

Doğalgaza mı, şekere mi, ekmeğe mi?

Hatta patlıcana mı, bibere mi, domatese mi?

Haa diyorsanız ki, holdinglerin kurumlar vergisi % 25’e çıktı..

“Hah şöyle.. Derdinizi söyleyin ki, cevabını da size verelim” derim..

Cevabım mı?

Dar gelirli insanların asgari ücretlerinden vergi alınmıyor..

Halkın yanındaki iktidar, böyle olur..

Kemer sıkılması gerekiyorsa, gıda ürünlerindeki KDV değil, kurumlar vergisi artırılır.. Milletin yanında iktidar, böyle olunur..

Anladınız mı, holdingleri kurtarmaya çalışırken, “milyonlar” ifadesini kullanarak, aklımızla alay eden, soytarılar..

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder